Kıran kırana bir seçim süreci geçmekte.

Türkiye’de bu hafta sonu yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimine sayılı günler kaldı.

Taraflar seçmene kendilerini anlatabilmek için durmadan çalışmaktalar.

Her konu kullanılmakta, konuşulmakta.

Tek bir konu hariç: Kıbrıs sorunu..

Halen Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın ve AKP’nin Kıbrıs konusundaki düşünceleri hepimizin malumu.

MHP’yi de biliyoruz.

Diğer yandan CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı da Kıbrıs konusundaki düşünceleri önceden açıklamıştı.

Mevcuttan öte bir şey görmedik.

Görünen o ki 14 Mayıs sonrası Türkiye’nin Kıbrıs politikası çok değişmeyecek.

Hatta hiç değişmeyecek.

Ama işin en ilginç yanı Kıbrıs konusunun propaganda döneminde hiç konuşulmamış olması.

Türkiye kamuoyunun öncelikleri sıralamasında Kıbrıs konusunun oldukça alt sıralarda olduğunun göstergesidir bu yaşanan.

Ama bunu kötü anlamda almamak gerek.

Yani Türk Halkı umursamadığı için değil, işlerin yolunda gittiğini düşündüğü için Kıbrıs konusunu öncelikler sırasında alta atmış.

Bu son derece normal.

Çünkü Türkiye’den bakan birisi Kıbrıs’ta olağandışı bir durum görmüyor.

Aksine her şeyin yolunda gittiği algısı var.

Bu aslında çok da yanlış değil.

Çünkü Kıbrıs’ta uluslararası siyaset anlamında bir hareketlilik yok.

Mevcut durum zaten Türkiye’nin Kıbrıs politikasına son derece uyumlu.

Savaş ya da çatışma yok.

Kıbrıs Türk halkı’nın can ve mal güvenliği tam anlamıyla sğlanmış halde.

Türk Ordusu’nun varlığı tartışılmıyor.

Bunlar bizlerin de bildiği şeyler.

Ama algı farkımız var.

Bize sorarsanız Kıbrıs’ta işler yolunda gitmiyor.

Ekonomik dengeler hala bozuk.

Pahalılık almış başını gidiyor.

Trafikte hala insanlar ölmekte.

Enerji politikamız yok.

Elektrik üretiminde ne yapacağımıza karar vermiş değiliz.

Eğitimde işi havale ettiğimiz özel okullar fiyat artırdı işler karıştı.

Sağlıkta hastaneler yetersiz, yenileri bir türlü bitirilip hizmete giremiyor.

Çevrenin durumunu yazmaya zaten gerek yok.

Ekonominin lokomotif sektörü dediğimiz yüksek öğretimde denetimsizlik nedeniyle farklı boyutaız artık.

Turizmde ise mükemmel oteller yaptık ama uçak fiyatları ateş pahası olduğu için ulaşımda tıkandık.

Bitmeyen havaalınında ise bahsetmeyeceğim.

Yani özetle dıştan görüntü mükemmel olsa da içte durum vahim.

Ama bunu çözecek olan bizlerin.

İşte bu nedenle Türkiye seçimlerinin konusu değiliz.

Kendi seçimlerimiz neticesinde çözemediğimiz sorunlarımızla baş başayız.

Normali de budur.