“Kadınlar insandır, biz insanoğlu” der üstat Neşet Ertaş….

Yine bir kadın cinayeti…

Ne üzücü değil mi!

Yine demek…

Tekrarı olan bir şeyin bu kadar üzücü olmasına mı üzüleyim yoksa sadece böyle şeylerin tekrarının olmasına mı bilemiyorum..!

Nasıl olur da başarılarımızı yinelemek varken, başarısızlığımıza ek olarak, vicdansız, adaletsiz, hukuksuz bir yapıya sahip olabiliyoruz…

Nasıl olur da saçının bir teline zarar gelmesini istemeyeceğimiz, bizleri doğuran ve de varlıkları ile dünyayı süsleyen kıymetlilerimize el kaldırabilecek kadar aciz duruma düşebiliyorlar…

İnsanlıktan nasibini almamış bu mahluklar tabii ki de gereken en ağır cezaya çarptırılmalıdır!

Ama nerede..!

*****

Refahın olmamasının nedenini sorar gibisiniz..?

Bariz değil midir?

İnsanların öldürüldüğü ama öldürenin ceza almadığı veyahut gülünç cezalar aldığı, hukuk sisteminin tartışılmaya gerek kalmayacak kadar bariz hatalara ve de yokluğa sahip olması…

En aşikâr olanı değil midir!

Her köşe başında; her türlü suçu işleyebilecek ve de hiçbir türlü cezaya çarptırılmayacak mahlukların varlığı…

En aşikâr olanı değil midir!

****

Geçenlerde bir yazı okumuştum; İngiltere’de gece yarısı parktan geçen kızı korkutan kişiye 7 yıl 7 gün hapis cezası verildi…

Nedenini bilir misiniz..?

Yargıcın yanıtı:

“Kızı Korkutmanın Karşılığı 7 Gündür, 7 Yıl İngiliz Kızlarının Gece Yarısı Parkta Dolaşma Özgürlüklerine Saldırmanın Cezasıdır.”

Refahın olduğu, hukuk sistemin tartışılmadığı; insanların, özellikle de kızlarımızın rahat rahat yürüyebildiği, yaşayabildiği bir ülke olabilmemiz umuduyla…