YUNANİSTAN'I ÇILDIRTAN ANLAŞMA

3. yıldönümü haftasına girilirken Yunanistan'ı çıldırtan Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşması...

Libya-Türkiye denizcilik anlaşması veya Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması, 27 Kasım 2019 tarihinde Libya'nın Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile Türkiye arasında imzalanan bir münhasır ekonomik bölge anlaşmasıdır.

30 Eylül 2020'de BM Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz sınırı anlaşmasını tescil etti. Tescil belgesine göre, BM Genel Sekreteri António Guterres, Türkiye ve Libya arasında imzalanan uluslararası anlaşmayı Birleşmiş Milletler Şartı'nın 102'nci maddesi gereği onayladı.

Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşması süreci, Türkiye ile Libya arasında karşılıklı kıyılar olduğu ve uluslararası hukuka uygun olarak bir deniz yetki alanları sınrılandırma(Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırması) antlaşması imzalamalarının mümkün ve her iki devletin faydasına olacağını 2009 yılında Amiral Cihat YAYCI bilimsel olarak ortaya koydu.

27 Kasım 2019’da İstanbul’da “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanları Sınırlandırmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” şeklinde imzalanmıştır. Bu net, kararlı ve kuvvetli siyasi irade olmasaydı içerdiği fikirler hayata geçmeyecekti.

Söz konusu anlaşmayı müteakiben TBMM ve Libya Başkanlık Konseyi’nde (mutabakat muhtıralarının Libya’da Başkanlık Konseyince onaylanması yeterlidir) 06 Aralık 2019 tarihinde onaylanmış ve iç hukuk süreçleri tamamlanmıştır. Bu antlaşma iktidar ve muhalefet partilerinin oylarıyla yani milli mutabakatla TBMM'de kabul edilmiştir.

Nihayetinde imzalanan bu anlaşma sayesinde Libya ile Türkiye artık denizden komşu olmuşlardır. Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası Batı tarafından “Türk Kalkanı” olarak adlandırılmış ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki oyun kurucu ve bozuculuğunu da tescilleyen en somut hamlelerden birisi olmuştur. Deyim yerindeyse Türkiye Doğu Akdeniz’de jeopoltik satranç tahtasını devirerek oyunu bozmuş, taşları yeniden dizmiştir. Tarihi anlaşmanın öneminin gelecek nesiller tarafından çok daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyim.

Bu antlaşma ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hakkı olan 189 bin kilometrekarelik deniz yetki alanının yani MEB’inin batı sınırı çizilmiş, böylelikle ekonomik ülkemizin yüzölçümü (kara ülkemizin yaklaşık 783.000 km2 olduğu düşünüldüğünde) %25 artmıştır.

Türkiye ve Libya, bölgede durum üstünlüğünü ele geçirerek enerji jeopolitiğine doğrudan etki etmiş ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında kritik kazanımlar elde etmiştir. Uluslararası kamuoyuna hukuk ve diplomasi araçlarını kullandığımız mesajı verilmiştir.

Libya, Yunanistan ile yapacağı bir antlaşmaya nazaran 16.700 km2 ilave deniz alanı kazanmıştır. Gelecek dönemde Libya, Türkiye ile yapılan anlaşmanın temel esaslarına dayanarak Yunanistan ile bir anlaşma yaptığında bu kazanç 40.000 km2’ye kadar (Dört Kıbrıs Adası büyüklüğünde) çıkabilecektir.

Libya’nın kazandığı bu alanda trilyonlarca dolarlık doğal gaz olduğu söylenmekte ve hatta bilinmektedir. Libya, Yunanistan ile yapacağı antlaşmaya nazaran daha fazla bir deniz yetki alanına sahip olmuştur.

Eğer Libya, bu antlaşmayı Türkiye yerine Yunanistan ile imzalasaydı 4 Kıbrıs adası büyüklüğündeki ve zengin doğal gaz yataklarının bulunduğu bu deniz alanı Libya’nın değil Yunanistan’ın olacaktı. Bu antlaşma ile Libya gelecek nesillerinin refah ve güvenliği için büyük bir kazanç elde etmiştir.

Bununla birlikte, bu antlaşma diğer Doğu Akdeniz devletleri için de örnek olmuştur. Mısır, Libya ile yapılan anlaşmasının benzerini Yunanistan yerine Türkiye ile yaptığı takdirde deniz alanı kazancı yaklaşık 21.000 km2, Filistin ve İsrail’in birlikte kazancı ise GKRY ile yapılan antlaşmaya nazaran yaklaşık 5000 km2 daha fazla olacaktır.

Deniz Yetki Alanları Sınırlandırmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının imzalandığı 27 Kasım 2019 tarihinin hemen ardından, Yunanistan elindeki tüm imkânları Türkiye ile Libya arasında imzalanan muhtıranın bertaraf edilmesi için harcamış ve harcamaya da devam etmektedir. Çünkü Yunanistan'ın, sözde Seville haritası ile elde etmeye çalıştığı hedefleri çökmüş ve Libya’dan gasp etmeyi düşündüğü 40.000 km² deniz alanı elinden kayıp gitmişti.

İşte bu çerçevede Yunan yetkililerin son 1-2 yıl içinde yaptıklarından ve söylediklerinden örnekler:

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, 6 Nisan 2021 tarihinde Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybeyi ziyaretinde, “Libya'nın komşusu Türkiye değil, Yunanistan'dır. Türkiye-Libya deniz yetki alanlarını belirleyen mutabakatı tanımıyoruz. Libya, Türkiye ile yaptığı antlaşmayı iptal ederek Yunanistan ile anlaşmalıdır” dedi.

Ancak Miçotakis muhatabından, "Ankara ile imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasına devam edeceğiz" karşılığını aldı.

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, 5 Mayıs 2021 tarihinde Katar’da yaptığı açıklamada ise “Libya ve Türkiye arasındaki deniz anlaşması konusunda Yunanistan ile aynı fikirde değiliz” demiştir.

24 Ocak 2022 ise Yunanistan, Türkiye-Libya Antlaşması’nı işlevsiz hale getirmek amaçlı “EastMed Projesi”nin çökmesiyle hukuki, diplomatik ve ekonomik gerçeklerle yüzleşerek adeta soğuk duş aldı.

Ama hırsından adeta çıldıran Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, 8 Şubat 2022 tarihinde BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Turco Williams’a da “Türkiye-Libya Antlaşması’nın geçersiz olduğu ve hukuka uygun olmadığı” safsatalarını söylemiş ama bir karşılık bulamamıştır.

3 Ekim 2022 tarihinde ise 27 Kasım 2019’da imzalanan anlaşmanın oluşturduğu zemine dayalı olarak “Türkiye-Libya Hidrokarbon Antlaşması” imzalanmıştı. Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Libya’nın kurduğu jeopolitik satranç oyununun bu son hamlesi olan bu anlaşma âdeta Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’e gömülen hedeflerine mezar taşı dikmiştir.

Sahadaki potansiyel hidrokarbon değerinin ise 30 trilyon dolara kadar varabileceğine dair ABD, birçok araştırmacı ve kurumun tahminleri vardır.

Tüm bu gelişmeler ve tarihi adımlar karşısında Yunanistan zıvanadan çıkmış, Türkiye ile Libya arasındaki hidrokarbon antlaşmasının daha mürekkebi kurumadan Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, ABD Atina Büyükelçisi'yle görüşmüş, ardından 9 Ekim 2022 tarihinde ise Mısır’a giderek bu antlaşmanın da etkisizleştirilmesi ve pratiğe dökülmemesi için adımlar atmaya çalışmıştır. Hatta "Libya ve Türkiye’ye savaş açarız" demiştir.

Dendias Kahire’de yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin arama yapacağı alanların esasında Libya’ya ait olmadığını, Yunanistan’a ait olduğunu ve Türkiye’nin burada faaliyet yürütemeyeceğini dolayısıyla Libya’nın da bu alanlar üzerinde bir hakkının bulunmadığını” iddia etmiştir. Bu esasen Yunanistan’ın Libya hak ve menfaatlerini hiç dikkate almadığının, Libya’dan deniz alanları talep ettiğinin itirafıdır.

17 Kasım 2022’de Yunan Dışişleri Bakanı Dendias’ın Libyalı mevkidaşı ile karşılaşmayı reddedip uçaktan inmeyişi ile yaptığı Libya’nın egemenliğine kabul edilemez saygısızlığı da tüm bu Yunan dengesizliklerine son örnek olmuştur.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüşmek üzere 17 Kasım 2022’de Trablus Uluslararası Havalimanı'na gelen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Libyalı mevkidaşı Necla Manguş'un havaalanında kendisini beklediğini öğrenince, Manguş’un Trablus'ta 3 Ekim 2022’de Türkiye ve Libya arasında hidrokarbon anlaşmasını imzalaması nedeniyle görüşmeyi ret ve protesto ederek uçaktan inmeyip Bingazi’ye geçtiği basına yansıdı.

Yunan basınının ise Dendias'ın Trablus'ta Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Trablus hükümetinin üyeleriyle bir araya gelmeme şartıyla, sadece Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüşmek istediğini, Trablus hükümetinin Dışişleri Bakanı Manguş'un kendisini beklediğini öğrenince Menfi ile görüşmesini iptal edip Bingazi'ye geçtiğini aktardığı haberlerde yer aldı.

Konuyla alakalı açıklama yapan Libya Dışişleri Bakanlığı,"Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın geçen günlerde Libya devletinin çıkarları aleyhinde benimsediği kaba politikalara, pozisyonlara ve Libya'nın egemenliğine ve halkının özlemlerine ilişkin dengesiz açıklamalarına rağmen Libya Dışişleri Bakanlığı kendilerine 17 Kasım 2022'de Trablus'u ziyaret etme izni verdi. Uluslararası diplomatik usullere göre Libya Dışişleri Bakanı Necla Manguş kendisini beklemekteydi ancak Yunanistan Dışişleri Bakanı uçaktan inmeyi reddederek hiçbir açıklama yapmadan geldiği gibi geri gitti. Yunan Bakan'ın bu davranışını esefle karşılıyoruz. Dışişleri Bakanlığı, Libya Devleti'nin prestijini ve egemenliğini koruyan uygun diplomatik önlemler alacaktır" denildi.

Bingazi’de Hafter ve Tobruk Meclisi ile “Türkiye ile yapılan 27 Kasım 2019 tarihli “Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Mutabakat Muhtırası” ve 3 Ekim 2022 tarihli “Hidrokarbon Mutabakat Muhtırasının” iptali ve bunların yerine Yunanistan ile antlaşmalar imzalanması yönünde görüşmeler yapan Dendias’ın umduğunu bulamadığı da anlaşılıyor.