Türk sinemasının altın çağında parlayan, beyaz perdenin en özel isimlerinden biri olan Tarık Akan, aramızdan ayrılalı tam dokuz yıl oldu. Onu anmak, aslında sadece bir sanatçıyı hatırlamak değildir. Onu anmak, bir dönemi, bir kuşağı, bir kültürü ve en önemlisi insana, emeğe, dürüstlüğe adanmış bir yaşamı anmaktır.
“Damat Ferit” Olarak Gönüllere Taht Kurdu
Yeşilçam’ın romantik jönü olarak tanındı. Hepimizin hafızasına Hababam Sınıfı’nın yakışıklı ‘Damat Ferit’i olarak kazındı. İsyankâr, eğlenceli, biraz haylaz ama samimiyetiyle sınıfın ruhu olan o karakter, aslında Tarık Akan’ın milyonlara ulaşan sıcaklığının bir yansımasıydı. Bugün hâlâ genç kuşaklar Hababam Sınıfı’nı izlediğinde Damat Ferit’te kendilerinden bir parça buluyorsa, bu Akan’ın samimiyetinden ve içtenliğinden geliyor.
Yakışıklı Jönlükten Karakter Oyunculuğuna
O, yalnızca yakışıklılığıyla değil, sinemaya kattığı derinlikle de unutulmaz oldu. “Maden”, “Sürü”, “Yol” gibi filmlerdeki politik duruşu ve karakter oyunculuğu, sanat hayatının dönüm noktasıydı. Toplumcu sinemanın en güçlü örneklerinde yer alarak, hem halkın hem de sinema tarihimizin hafızasına kazındı. Jönlüğü bir kenara bırakıp toplumun hikâyelerini anlatmayı seçti.
Sanatçı Kimliğiyle Mücadele Adamı
Tarık Akan, yalnızca sahnede veya kamera karşısında değildi. O, haksızlığa karşı duruşuyla, demokrasiye ve özgürlüğe olan inancıyla da bir mücadele insanıydı. 12 Eylül darbesi sonrasında yaşadıkları, mahkemelerdeki direnci, sanatçı duyarlılığını hayatının her alanına taşıdığını gösterdi. Sessiz kalmayı reddetti, bedeli ne olursa olsun doğruları savundu.
Ardında Bıraktığı İz
Onun ardından söylenecek belki de en doğru söz şu olur: Tarık Akan sadece bir oyuncu değil, bir dönemin vicdanıydı. İnsana değer veren, halkın hikâyesini beyazperdeye taşıyan ve popülerliğini bir mücadele aracına dönüştüren bir sanatçı olarak hafızalarda yerini aldı. Bugün aramızda olmasa da filmleri, sözleri ve duruşu hâlâ yol gösterici olmaya devam ediyor.
Saygı ve Özlemle…
Dokuz yıl geçti aradan. Ama “Bu dünyadan bir Tarık Akan geçti” dediğimizde, içimizde aynı duygu kabarıyor: Hem büyük bir gurur, hem de tarifsiz bir özlem. Hababam Sınıfı’ndaki gülüşüyle, toplumcu sinemadaki dik duruşuyla, insan yanını hiç kaybetmeyen tavrıyla hatırlıyoruz onu.
Tarık Akan, sanatın ve mücadelenin birleştiği en özel isimlerden biri olarak, sadece Yeşilçam’ın değil, Türkiye’nin ortak vicdanı olmaya devam ediyor. Onu ölümünün 9. yılında saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
