Kıbrıs Türk Basın Günü’nde Asil Nadir’e Vefa Yazısı

Yine bir 11 Temmuz…

Yine kalemlerin, mikrofonların, deklanşörlerin bir nebze daha ağırlaştığı, mesleğe dair gururun vicdanla birleştiği bir gün: Geleneksel Kıbrıs Türk Basın Günü.

Bugün, birçoğumuzun sosyal medya hesaplarında mesleki özçekimler, eski haber kupürleri, “ilk röportajım” temalı nostaljik paylaşımlar dolaşıyor. Haklıyız, çünkü bu meslek yürek ister.

Ama ben bugün bir şey daha yapmak istiyorum:

Ben bugün bir ismi anmak, ona teşekkür etmek, onun arkasından ‘iyi ki vardı’ demek istiyorum.

O isim; Asil Nadir.

Evet, bu mesleği seviyorum.

Kameranın arkasında, mikrofonun ucunda, bilgisayarın başında gecelerce haber yazarken kendimi buluyorum. Ama bugün, bu ülkede gazetecilik bir meslek olarak anılıyorsa, medya bir sektör haline geldiyse, bu işin çilesini ilk çekenlerden biri Asil Nadir’dir.

Benim için onu anmak, sadece kişisel bir duygu değil, bir meslek borcudur.

Çünkü bu topraklarda “Kıbrıs Gazetesi”nin doğuşu sadece bir yayın değil, bir devrimin adımıydı.

Kıbrıs Gazetesi: Bir Okul, Bir Ekoldü

Asil Nadir’in kurduğu medya düzeni, klasik patron anlayışından çok öteydi.

Sadece “haber yapın” demedi.

“Bu toplumun hafızasını yazın, geleceğini şekillendirin” dedi.

Kıbrıs Gazetesi, adeta bir okul gibi çalıştı.

Onun binasında muhabir olmak kolay değildi. Ama o disiplin, birçok gazetecinin mesleğe olan saygısını içselleştirmesini sağladı.

Bugün bu yazıyı yazan ben dahil olmak üzere, bir nesil gazeteci, o gazetenin sayfalarında, koridorlarında yetişti.

İlk başlığını orada atanlar, ilk röportaj heyecanını orada yaşayanlar, haberin sorumluluğunu orada öğrenenler…

Ve hepimiz aslında onun “görünmeyen parmak izleri”yle yoğrulduk.

Vefasızlık, Kıbrıs’ın En Büyük Günahıdır

Ne acıdır ki bu topraklarda vefa çoğu zaman unutulur.

Hayattayken kıymet bilinmez, öldükten sonra da sessizlik tercih edilir.

Ama ben susamam.

Bugün gazeteciysek, bu ülkede basın hâlâ nefes alabiliyorsa, o nefesin bir kısmı Asil Nadir’in çabalarıyla mümkündür.

O sadece bir medya patronu değildi; aynı zamanda vizyonu, girişimciliği ve cesaretiyle Kıbrıs Türkü’nün önünü açan bir figürdü.

Evet, hayatı boyunca tartışmalar da yaşadı.

Ama bir toplumun hafızasını sadece hatalarıyla yazmak, büyük bir adaletsizliktir.

Biz gazeteciler; gerçeklerin peşinden gitmeyi meslek ilkesi sayıyorsak, bu gerçeği de yazmalıyız:

Asil Nadir, Kıbrıs Türk basın tarihinin en önemli kilometre taşlarından biridir.

Allah Rahmet Eylesin

Bugün Asil Nadir’i özlemle, şükranla ve biraz da buruklukla anıyorum.

Çünkü onun gibi figürler kolay yetişmiyor.

Onun gibi, taş üstüne taş koyanlar, sadece kendilerini değil, arkasından gelenleri de büyütür.

O yüzden ben bugün, Basın Günü’nü kutlarken sadece kendimle övünmüyorum.

Aynı zamanda teşekkür ediyorum.

Onun açtığı yolda yürüyen bir gazeteci olarak, minnetimi dile getiriyorum.

Allah gani gani rahmet eylesin.

İyi ki bu topraklardan geçti.

İyi ki bu mesleğe ruhunu kattı.