Bugün takvimler 4 Temmuz’u gösteriyor…

Sıcak bir yaz günü, ama içimiz titriyor. Çünkü bugün, içimizi yakan o kara günün yıldönümü… Tam 18 yıl oldu Barış. 18 koca yıl… Ve biz hâlâ seni ilk günkü gibi özlüyoruz. Seni ilk günkü gibi arıyor, sesini duymak için eski videolarına sarılıyor, şarkılarını açıp hıçkıra hıçkıra ağlıyoruz. Çünkü sen bir sanatçıdan fazlasıydın. Sen bir umuttun. Bir ışık. Bir isyan. Bir sevda. Barış’tın, tam anlamıyla.

Barış’ın Gidişiyle Kapanan Bir Dönem

2007 yılının o acı gecesi hâlâ kulaklarımızda. Herkesin kalbine bıçak gibi saplanan bir haber:

"Barış Akarsu trafik kazası geçirdi."

Ve kısa bir süre sonra gelen o korkunç cümle:

"Barış’ı kaybettik."

O an, milyonlarca kalp aynı anda durdu sanki. O gece Türkiye sustu. Sadece sessizlik vardı. Gözyaşı vardı. O anla birlikte bir devrin heyecanı da sona erdi. Çünkü seninle birlikte umutlarımızdan, hayallerimizden bir parça da toprağa gömüldü.

Sıradan Değildin Barış… Çünkü Gerçek Bir Halk Çocuğuydun

Sen sahneye çıkarken, öyle sahte ışıltılarla parlamazdın. Samimiyetinle, içtenliğinle göz kamaştırırdın. Duruşunla, konuşmanla, halktan gelen ama yıldız gibi parlayan bir insandın. Yarışmadan gelen şöhreti havaya sokmayan, şöhretin yükünü değil, sorumluluğunu omuzlayan biriydin. Gömleğini pantolonuna sokmadan, yüzüne sahte gülücükler kondurmadan sevdirdin kendini. Çünkü sen doğaldın. Gerçektin. Bizdendin.

Anadolu Rock’un en genç ve en sahici temsilcisiydin.

Senin sesinde Cem Karaca’nın isyanı vardı.

Barış Manço’nun sevgisi, Erkin Koray’ın özgürlüğü, Fikret Kızılok’un derinliği…

Ama her şeyden önce, senin sesinde Barış Akarsu vardı.

"Islak Islak"tan "Yalancı Yarim"e Uzanan Koca Bir Kalp

"Islak Islak" dediğinde gözler doldu.

"Gel Gör Beni Aşk Neyledi" ile kalpler yandı.

"Kimdir O" diye sorduğunda, herkes kendi iç dünyasına döndü.

"Yalancı Yarim" dizisiyle evlere konuk oldun, ama gerçekte kimsenin yarim olmadın. Çünkü sen, herkesin kardeşi, dostu, evladı, umudu oldun.

O kısacık kariyerine iki ömür sığdırdın.

Sadece albüm yapmadın, gönüllere dokundun.

Sadece konser vermedin, binlerce insanı aynı duyguda birleştirdin.

Senin şarkılarınla gençler âşık oldu. Kimi ayrıldı, kimi kavuştu.

Senin şarkılarınla insanlar büyüdü… ve seninle birlikte eksildi bu hayat.

Gidişinle Gelen Boşluk, Hiç Dolmadı

18 yıl geçti… Ama ne bir başka ses doldurabildi senin boşluğunu, ne de bir başka yürek senin gibi sevmeyi başarabildi.

Senin gidişinle müzikteki samimiyet de eksildi.

O isyanın, o duygunun, o yalansız, dolansız ifadelerin yerini yapaylık aldı.

Yeni nesil seni tanımıyor belki ama şarkıların hâlâ dillerde.

"Ben" demeyen, "biz" diyen bir adamdın sen.

Şöhretin önüne karakterini koyan ender insanlardandın.

Ve en önemlisi, bu ülkenin sana hâlâ çok ihtiyacı var Barış.

Barış Akarsu Demek…

Kaybettiğimiz çocukluğumuz demek…

Yarım kalan hayaller demek…

Doğruluk, cesaret, kalpten söylemek demek…

Ve hâlâ adını duyunca boğazımızda düğüm oluşması demek…

Ve Şimdi…

18 yıl oldu ama içimizdeki boşluk dolmadı.

Her 4 Temmuz geldiğinde zaman duruyor.

Her 4 Temmuz’da Türkiye seni yeniden anıyor.

Seni hiç tanımamış insanlar bile seni seviyor.

Çünkü sen sahici bir “Barış”tın.

Unutmadık seni kardeşim…

Unutmayacağız da…

Her şarkında, her rüzgarda, her isyanda sen varsın.

Adın gibi bir barış rüzgârı estin bu ülkede.

Ve şimdi o rüzgârı taşıyan biziz.

Ruhun şad olsun. Mekânın cennet olsun Barış Akarsu.

Adını, şarkılarını ve mirasını her zaman yaşatacağız