Herkese merhaba. Her sabah aynaya baktığımızda ilk gördüğümüz şey cildimiz. O yüzden cilt bakımı,
sadece estetik değil, aynı zamanda bir kendine değer verme biçimidir. Güzellik sektörünün hızla
büyüdüğü bu çağda, hangi ürünü kullanmamız gerektiğine karar vermek bile başlı başına bir mesele
haline geldi. Ama işin özüne indiğimizde, cilt bakımı aslında sadeliğin ve devamlılığın bir zaferi.
Cildimizi Ne Kadar Tanıyoruz?
Birçok kişi, cilt tipini yanlış tanımladığı için bakım sürecinde ya hiç sonuç alamıyor ya da daha kötü bir
tabloyla karşı karşıya kalıyor. Kuru, yağlı, karma ya da hassas… Hangi cilt tipine sahip olduğumuzu
anlamak, doğru ürünleri seçmenin ilk adımı. Unutmayın, her pahalı ürün iyi değildir; her doğal içerik
de masum değildir.
Az Ürün, Çok Etki.
Cilt bakımında “daha fazlası” her zaman daha iyi demek değildir. Temel bir temizlik, nemlendirme ve
güneş koruması rutini çoğu zaman yeterlidir. Cilt bariyerini yormadan, sabırlı bir şekilde sürdürülen
bu sade düzen, uzun vadede cilde minnet ettirir.
Işıl Işıl Bir Cilt İçin Altın Kurallar
1.Temizlik: Günde iki kez nazik bir temizleyici ile yüzünüzü arındırın. Cilt, nefes almadan
ışıldayamaz.
2.Nemlendirme: Cildinizin ihtiyacına uygun bir nemlendiriciyle, onu gün boyu koruyun.
3.Güneş koruyucu: En pahalı anti-aging ürünü bile SPF kadar etkili değildir.
4.Bol su, sağlıklı beslenme: İçten gelen bir ışıltının yerini hiçbir serum tutamaz.
Zamanla Yarışmak Değil, Zamanla Uyumlanmak.
Yaş alırken cildimizin değişmesi kaçınılmaz. Bu değişimi savaşılması gereken bir düşman olarak
görmek yerine, ona uyum sağlayarak ilerlemek en sağlıklısı. Kırışıklıklar, lekeler, elastikiyet kaybı…
Bunların hepsi hayatın izleri. Cilt bakımı, bu izlerle daha iyi geçinmenin yollarını sunar
Sonuç olarak, cilt bakımı bir sabır işidir. Hemen sonuç beklemek yerine, cildinizle bir dostluk kurun.
Onu tanıyın, dinleyin ve gerektiği gibi ilgilenin. Çünkü cilt, bize gösterdiğimiz ilgiyi fazlasıyla geri verir.
