Tam 25 yıl oldu Kemal Abi…
Aramızdan ayrıldığın o acı günden bu yana, ne bir Temmuz geçti seni anmadan, ne bir televizyon akşamı geçti senin o eşsiz filmlerinden biri olmadan. Ve ne zaman içimiz daralsa, topluca gülebilmek için yine sana sığındık.
Yüzünde hep o tanıdık gülümseme…
"Şaban" olurken saf ama içten, "Tosun Paşa" olurken hırslı ama komik, "Kapıcılar Kralı" olurken uyanık ama sevecen… Her rolünde içimizden biri oldun. Seninle beraber büyüyen nesillerin hafızasında, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda bir vicdan, bir umut ve samimiyet oldun.
Senin filmlerini o kadar çok izledik ki artık repliklerini ezbere biliyoruz:
“Ben bu oyunu bozarım!”
“Eşşek hoşaftan ne anlar?”
“Ben de insanım ulan!”
Her biri birer toplumsal eleştiriydi aslında, ama sen kahkahalarla anlattın bize gerçekleri. Gülümserken düşündürdün, düşünürken bile güldürdün. Seni özel yapan da tam olarak buydu.
Zaman geçti Kemal Abi...
Sosyal medya geldi, dünya değişti, mizah biçimleri evrildi. Ama senin filmlerin hâlâ televizyonda reyting rekorları kırıyor. Çünkü senin mizahın zamansızdı. Döneme değil, insana dokunuyordu. Hangi çağda yaşarsak yaşayalım, senin anlattığın insanlar hep bizimleydi: mahalle bakkalı, işportacı, memur, gariban işçi… Sen o karakterlerin sesi oldun.
25 yıldır yoktun belki ama aslında hiç gitmedin.
Her bayram sabahı televizyonlarda, her akşam ailece izlenen bir komedi filminde, her sokakta taklit edilen “Şaban” yürüyüşünde, sen vardın. Ve hep olacaksın.
Çok özledik seni…
Ama bil ki her güldüğümüzde senin emeğin var.
Her “Şaban!” diye gülen çocukta, her “Tosun Paşa” diye takılan gençte senin hatıran yaşıyor.
Ruhun şad olsun büyük usta.
Sensiz geçen 25 yılda, seni hep kalbimizde taşıdık.
Ve hâlâ her şeyinle çok özelsin…
Kemal Sunal, Türk halkının gülümseyen yüzü…