Bir çocuk sadece biraz sessizleştiğinde, bazen kimse fark etmeyebilir. Ama o sessizlik, bir kalbin yavaşça kapanan sesi olabilir.
Bir çocuk sadece biraz sessizleştiğinde, bazen kimse fark etmeyebilir. Ama o sessizlik, bir kalbin yavaşça kapanan sesi olabilir.
O sadece biraz sessizleşti.
Artık teneffüslerde tek başına oturuyor, göz teması kurmuyor, bazen telefonu elinden düşürmüyor.
Ve biz çoğu zaman bunu “ergenlik”, “huysuzluk” ya da “büyüme sancısı” olarak yorumlayabiliyoruz.
Ama bazen, bir bakışla veya küçük bir dışlama davranışıyla başlayabilir her şey.
Bir fısıltı, bir alaycı gülüş, bir sosyal medyada etiketsiz bırakılan fotoğraf…
Hepsi, bazen bir çocuğun kendini görünmez ya da dışlanmış hissetmesine yol açabilir.
Akran zorbalığı, yalnızca “zorba” ve “kurban” arasında yaşanan bir olay olmayabilir.
Bu durum çoğu zaman daha geniş bir sistemin yansımasıdır.
Okulun kültürü, öğretmen tutumları, aile dinamikleri ve toplumun dilindeki küçümseyici ton…
Hepsi bu döngüyü besleyebilir veya kırabilir.
Araştırmalar, etkili müdahalelerin genellikle bireysel, ailevi ve kurumsal düzeyde eş zamanlı yürütüldüğünde daha anlamlı sonuçlar verebileceğini göstermektedir.
Zorbalığa maruz kalan çocukların en büyük ihtiyaçlarından biri “görülmektir.”
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) temelli grup çalışmaları, “ben suçluyum” düşüncesini yeniden yapılandırmada yardımcı olabilir.
Zorbalık yapan çocuklara yönelik empati geliştirme programlarının ise bazı araştırmalarda saldırgan davranışları azaltabildiği görülmüştür.
Çocuğa “ne yaptın?” yerine “nasıl hissettin?” diye sormak, bazen pasif bir tanıktan aktif bir destekçiye dönüşmenin ilk adımı olabilir.
Ebeveynler, çocuğun duygusal güvenliğinin temel kaynaklarından biri olarak görülebilir.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC, 2023) verilerine göre, çocuklarıyla düzenli duygusal iletişim kuran ebeveynlerin çocuklarında zorbalığa karışma oranları genellikle daha düşüktür.
Evde “korku” yerine “duygu” dilinin yerleşmesi, çocuğun ilişkilerinde daha sağlıklı sınırlar kurmasına katkı sağlayabilir.
Bir anne ya da babanın kendi öfkesini yönetebilmesi, çocuk açısından da model oluşturabilir.
Çünkü çocuklar çoğu zaman yalnızca söylediklerimizi değil, yaşadıklarımızı da gözlemleyebilir.
Okulların bu döngüyü kırabilmesi için yalnızca “ders öğreten” değil, aynı zamanda duygu eğitimi veren alanlara dönüşmesi önemlidir.
Öğretmen farkındalık eğitimler ve öğrenciler arasında “seyirci olmayan” tutumun güçlendirilmesine yönelik atölyeler vb. zorbalık oranlarını düşürebilir.
Siber zorbalığın giderek yaygınlaştığı bu dönemde, dijital vatandaşlık ve çevrim içi etik eğitimi artık lüks değil, önemli bir ihtiyaç olarak görülebilir.
Bu mesele yalnızca okullarla sınırlı değildir.
Zorbalık, toplumun aynasında büyüyen bir gölge gibi düşünülebilir.
Televizyon programlarında alay edilen karakterler, sosyal medyada “trend” haline gelen dışlayıcı espriler…
Tüm bunlar, çocuklara neyin kabul edilebilir olduğunu dolaylı biçimde öğretir.
Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ve yerel üniversitelerin iş birliğiyle düzenlenen seminerler, öğrencilerde çevrim içi empati ve güvenli internet bilincini artırmayı hedefleyebilir.
Ve belki de burada durup düşünmek gerekiyor:
Bir çocuk sadece biraz sessizleştiğinde, gerçekten fark edebiliyor muyuz onu?
Zorbalığı önlemenin ilk adımı, fark etmek olabilir.
Bir öğretmenin dikkatli bakışı, bir arkadaşın “gel benimle otur” demesi, bir ebeveynin “anlatmak ister misin?” sorusu…
Hepsi, bir çocuğun yeniden kendini değerli hissetmesine katkı sağlayabilir.
Zorbalık bulaşıcı olabilir — ama empati de öyle.
Dilimizdeki küçümsemeyi fark ettiğimizde, birini dışlamak yerine dinlemeyi seçtiğimizde, küçük bir iyiliği bilinçle yaptığımızda…
Sadece bir çocuğun değil, bir toplumun yönü de değişebilir.
Çünkü değişim her zaman büyük cümlelerle değil; bir bakışla, bir seslenişle, bir yan yana duruşla başlayabilir.
Kaynakça
• Centers for Disease Control and Prevention (CDC). (2023). Preventing bullying. https://www.cdc.gov
• Espelage, D. L., & Swearer, S. M. (2010). Bullying in North American schools: A social-ecological perspective on prevention and intervention. Routledge.
• Huitsing, G., Lodder, G. M. A., & Veenstra, R. (2019). Interventions to reduce bullying and cyberbullying: An overview of meta-analyses. Adolescent Research Review, 4, 1–25.
• Olweus, D. (2013). School bullying: Development and some important challenges. Annual Review of Clinical Psychology, 9, 751–780.
• Ttofi, M. M., & Farrington, D. P. (2011). Effectiveness of school-based programs to reduce bullying: A systematic and meta-analytic review. Journal of Experimental Criminology, 7(1), 27–56.
• World Health Organization (WHO). (2024). Global status report on preventing violence against children. WHO Press.
