Vefa, aslında bu toprakların en büyük erdemlerinden biridir. KKTC halkı, bildiğim en vefalı toplumlardan biri olmuştur her zaman. Zor günlerde elini uzatmayı, yanında olanı sahiplenmeyi bilen bir milletiz. Ancak bazen, tam da en çok göstermemiz gereken yerde eksik kalıyoruz.
Bugün Yeşim Salkım’dan söz etmek istiyorum. O, deprem felaketinde sadece sahnede şarkı söyleyen bir sanatçı olmadı. Hepimizin canını yakan o acının ardından Şampiyon Melekler Takımı için özel bir şarkı besteledi. Acımızı söze, melodilere döktü. Gözyaşlarımızı, kalbimizin en derininden hissettiklerimizi onun sesiyle bulduk. Bu, herhangi bir sanatçının kolay kolay yapabileceği bir şey değildir.
Şimdi soruyorum; biz bu vefayı yeterince gösterdik mi? Onca festival düzenlendi, konserler, şenlikler yapıldı. Ama Yeşim Salkım’a, bu toplumun gönlünde çoktan hak ettiği yeri hissettirebildik mi? Ona küçük de olsa bir teşekkür, bir hatırlatma, bir sahiplenme gösterebildik mi?
Yeşim Salkım’a haksızlık ediyoruz. Çünkü o bizim en zor anımızda yanımızda oldu. Bizim sesimiz oldu. Şampiyon Melekler’in acısını sanatının gücüyle dünyaya duyurdu. Ama biz, normal günlerde bu değeri yaşatmayı unuttuk.
Vefa, sadece kötü günde “iyi ki varsın” demek değildir. Vefa, zaman geçse de, hayat normale dönse de, yanında olanı unutmamaktır.
KKTC halkı, her daim vefasıyla bilinir. Ancak bu konuda bir sınav veriyoruz. Gelin, Yeşim Salkım’a borçlu olduğumuz vefayı gecikmeden gösterelim. Çünkü vefa, hem insana hem de topluma yakışandır.
