Ünal Üstel Hükümetinin Altını Oyan Sendikalara Sandalye Veren, Onları Gülücüklerle, Hoşlukla Karşılayan, Kolanya Çikolata Tutan Bir Siyasi Anlayış…
Haberi Fotoğrafıyla Görünce Şok Oldum, Bu Fotoğraf Karesine İkili Oyun mu Desem, Üçlü mü Desem, Neye Kime Şirin Görünme Çabasıdır ?
Ey Devletimizi Kuran, Bu Topraklarda Türklük Varlığını ve Şuurunu Yaşatmaya Çalışan Siyasi Büyüklerim, Ağabeylerim, Ablalarım, Kardeşlerim…
Ulusal Birlik Partisi, bu coğrafyada en zor şartlarda Devlet kuran, Türk kimliğini koruyan, Anavatana sadakatle bağlı insanların partisidir.
Fakat ne yazık ki bugün bu kutlu Davanın içinde siyaseten tutarsız figürler boy göstermektedir.
Bu isimlerin bazıları Muhalif Kanallarda Kendi Partisine, Seçilmiş Genel Başkanına Vuruyor, Marjinal Solcularla İş Tutuyor, Her Türlü Ayak Kaydırma, Siyasi Oyun ve İlişki İçine Giriyor.
Muhalif Seçmene Şirin Gözükmek Adına Fotoğraf Veriyor.
Yaşanan bu sandalye olayı, aslında masum bir Centilmenlik Olayı Değil, Dımdızlak Karma Oy Dediğimiz Çıkar İlişkisinin Ne Kadar İkiyüzlü Bir Siyaset Yarattığının Açık İfşasıdır.
Karma Oyda da Partilerin Siyasetlerinin Değil, Maalesef Kişilerin Öne Çıktığı, Sağıyla Soluyla Her Türlü Filmin Döndüğü Bir Gudubet Yapı Sürdürülüyor.
Maalesef Zamanla Her Şeyi Kanıksıyoruz, Tepkisizleşiyoruz.
Ey Ömrünü En Değerli Şeyini Zamanını, Bu Partiye Vakfetmiş Siyasi Büyüklerim,
Siz Bu Partinin Efsane İsimleri Rahmetli Denktaş’ın, Rahmetli Nejat Konuk’un, Rahmetli Osman Nuri Örek’in, Rahmetli Mustafa Çağatay’ın, Rahmetli Salih Miroğlu’nun ya da ömrü uzun olsun Onursal Genel Başkanımız sayın Derviş Eroğlu beyin döneminde, kendi Ekonomi Bakanının, Devletine *ezevenk diyen yazılı dövizi elçilik önünde taşıyan, Anavatanımız Türkiye’yi, Avrupa Birliğine “İşgalci”, “Tecavüzcü”, “Mafya Devleti” diye şikayet eden “SENDİKA AĞALARINA” sandalye taşıyan bir “BAKAN” gördünüz mü, duydunuz mu ?
Aslında perde arkasında maalesef, bazı UBP’li Siyasetçilerimizin Muhalefet ile birlikte, bu Marjinal Sol Gruplara Kadar Nasıl Bir Peşrev İçine Girdiğini görmekteyiz, esefle izliyoruz.
LİDERİMİZ, SAYIN GENEL BAŞKANIMIZ, BAŞBAKANIMIZ ÜNAL ÜSTEL BEYİN GEREĞİNİ YAPMASINI ARZ EDİYORUM.
Devletimize, Türkiye Elçiliğimiz Önünde Elinde *ezevnk Yazılı Döviz Taşıyan, Anavatana küfreden, Türklüğe söven, Türkiye’yi “İşgalci”, “Tecavüzcü” ve “Mafya Devleti” Diye Avrupa’ya şikayet eden sendikacılara sandalye göndermek hangi aklın ürünüdür ?
Hükümetimizin ve Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın İki Devletli Vizyonunu içeriden sabote eden bu “AB Yancısı Gürüha” nezaket neyin nesidir ?
Bana Göre Bu Durum, basit bir jest değil, UBP’nin Milliyetçi Muhafazakar Misyonuna ve Tabanına Doğrudan Hakarettir.
UBP’nin İçindeki Bu Mikro Milliyetçilerin Tutarsızlığı bununla da sınırlı değildir.
UBP'li Üyelerimizin Bir WhatsApp Grubunda serzenişimi dile getirdiğim haklı eleştirilerime cevaben, beni telefonla arayarak konuyu sayın Olgun Amcaoğlu tamamen şahsileştirmiştir.
Telefon Konuşmamızın Özeti Şöyledir,
Başbakanlık Toplantı Salonunda, Kıymetli Hocalarımız,Memurlarımız ve Katılımcılarımızla Birlikte Şahsen 14 Ay Boyunca Yüzlerce Saat Oturum Başkanlığı Yönettiğim Kalkınma Planı Programımızda,
Benimle Birlikte Başbakanlık Toplantı Salonunda Toplantıya da Katılan, Sosyal Medyada Sorduğum İktisadi Sorulara Cevap Veremeyince, Sıradan Bir Yuttaş Olan Bana, Dokunulmazlık Zırhını Kullanarak Şahsıma Ağır Şekilde İftira Atan ve Benim Kendisini Muhatap Almadığım, Devrim Barçın’a Kendisini Benzeterek,
Sayın Amcaoğlu bana, “Ben Devrim Barçın Değilim Bilesin” gibi abes bir kıyas yapmış, kendisi şahsen siyasete girdiğinde benim çoluk çocuk olduğumu söyleyerek tartışmayı kişisel bir biyografi yarışına çevirmiştir.
Devlet meselesine dair bir durumu konuştuğumuzu zannederken, kendi yaşını ve torununu öne süren bir siyasetçinin, milliyetçiliği içi boş bir demagojiye indirgediği ortadadır.
Çok Yazık.
Bana Telefonda, “Size Böyle Ne Oldu” diye sorarak, biz Milliyetçilerin ve Vatanperverlerin Memleketimizle ilgili güvenlik hassasiyetlerimizi “ABARTTIĞIMIZI” söylemiştir.
Memleketin Altının Kabak Gibi Oyulduğunu ve Bu Tip Sendika Ağalarıyla Bu Kareleri Gördükçe Kahrolduğumu, İçimin Yandığını Söylediğimde, Bana, sayın Olgun Amcaoğlu uzun uzun milliyetçi geçmişinden bahsetti.
"Sen Kimsin Bana Hesap Soruyorsun" dediğinde, bu partinin seçmeni olduğumu sayın Olgun Amcaoğlu'na ilettim.
Kıbrıs Türkü için, Devletimizin içte ve dışta güvenliği bir tartışma konusu değil, “VAROLUŞ MESELESİDİR” TMT’nin adını ağzına alıp, o mirası kendi koltuğunu korumak için araçsallaştıranlar, maalesef UBP tabanı için affedilmez ayıplar işlemektedirler.
Daha da vahimi, geçmişte AB fonlarıyla beslenen KAYAD ile protokol imzalayarak gençliğimizi “Kıbrıslılık” projelerine ve “LGBTQ” dayatmalarına açan Sayın Olgun Amcaoğlu'nun, bir yanda kürsülerde milliyetçilik nutukları atıp, diğer yanda AB’nin ideolojik operasyonlarına geçmişte kapı açması, UBP’nin ideolojik bütünlüğünü içeriden çürüten en ağır çelişki değil midir ?
Geçmişten bugüne incelediğimizde sayın Olgun Amcaoğlu’nun siyaseti maalesef bir çelişkiler yumağıdır.
İlginçtir, TMT ruhundan bahsederler ama geçmişte AB fonlarına kapı açarlar.
Milliyetçilik nutukları atarlar ama Devlete sövenlere sandalye taşırlar.
UBP tabanına sadakatten bahsederler ama şahsi hesapları ve karma söz konusu oy oldu mu, KAYAD’la bile iş tutarlar.
Soruyorum, Bunlar Çelişkiler Yumağı Değil mi ?
Bu Mikro Milliyetçilik İkiyüzlülüğü, Artık UBP’nin Sırtında Taşınacak Bir Yük Değildir !
UBP, Anavatana ve Devletine Sadakatle Bağlı Gerçek Vatanperverlerin Partisidir.
UBP Tabanı, yakın geçmişteki KAYAD olayınıda hatırlayarak sayın Olgun Amcaoğlu’nun bu sözde centilmenlik adına siyasi tutarsızlığını, bugünkü sandalye taşıma ve sıcak karşılama olayında görecektir.
Telefonda Benimle Konuşmasına Binayen,
“Bana Rakipsen Söyle” ona göre dost musun düşman mısın bileyim demesi, Sayın Olgun Amcaoğlu'nun beni kendisine siyasi rakip görmesi,
Kendi Pozisyonunun İç Dünyasında Ne Kadar Zayıf Bir Durumda ve Bakanlığının Pamuk İpliğine Bağlı Olduğunun Açık Bir işaretidir.
Çok Yazık...
“Sandıkta Görüşelim” şeklinde bana ifade kullanan Olgun beye şunu hatırlatıyorum.
Ulusal Birlik Partisi Tarihi, Kendisini Vazgeçilmez ve Dev Aynasında Görenlerle Doludur,
Ulusal Birlik Partisi Tarihi, Kendisini “Ben Oldum, Vazgeçilmezim” Diyen Birçok Siyasiyi Sandığa Gömmesiyle Ünlüdür.
UBP tabanı büyüklenenleri, bu tip davranışları ve siyasi çelişkileri asla unutmaz ve affetmez.
Ulusal Birlik Partisi Davası, işini hakkıyla yapmayıp, koltuklarını korumak için sürekli bahaneler üreten, demagoji yapanların değil,
İşlerini ve Verilen Sorumlulukları Hakkıyla Yapan ve Anavatanıyla omuz omuza yürüyenlerin, şerefli omuzlarında yükselecektir.
Yüreği Vatan Sevgisi İle Çarpan Tertemiz Üyeleriyle Birlikte Bende Eski Zamanları Özlüyor, Hepinize Saygılar Sunuyorum.
