Yeterli Vaktimiz Vardır, Riskten Çıkış İçin Stratejik Hamle Zamanıdır
Türkiye’deki Rakamlar, Ülkeye Yeterince Döviz Girişi Olmadığını Teyit Ediyor
Bunun Aksini İddia Edenler Hem KKTC’de, Hem de Türkiye’de Siyasetçilerimize ve Yöneticilerimize Yalan Söylüyor,
Düzgün Kurumların Rakamları ve Referansları Yalan Söylemez.
TCMB Kaynaklarıyla Analizimizi Yapalım.
Haziran 2025’te Türkiye’ye döviz girişi olmadı, tam tersine rezervlerden kullanım yapıldı.
Haziran Ayında Cari işlemler açığı 2 milyar dolar, finans hesabı açığı 1,38 milyar dolar oldu.
Yılın ilk 6 ayında cari açık 23 milyar dolara, finans hesabı açığı 26,8 milyar dolara ulaştı.
Dış ticaret açığı artarken 6 aylık 37 milyar dolara yükseldi, doğrudan yatırımlar ve portföy girişleri yetersiz kaldı.
Döviz ihtiyacı rezervlerden karşılandı, net hata noksan kalemi ise sınırlı giriş sağladı.
Türkiye’de Temel Sorun Cari Açık Değil, Ülkeye Yeterli Döviz Girişinin Olmamasıdır.
Bu Durum Kış Aylarına Doğru KKTC’yi etkileyebilir. İthalatın ihracatı boğduğu ekonomik gerçekler nelerdir,
Detayları ve çözüm yolları ile sizlere anlatıyorum.
Türkiye’ye döviz girişinin zayıflığı, Türkiye için yaptığım “önce finansman, sonra cari açık” tespitime göre, kış aylarına doğru KKTC’de çok daha çarpıcı şekilde kendini gösterecektir.
Küçük ekonomimizin döviz kaynakları sınırlıdır turizm, yükseköğrenim ve Türkiye’den gelen yardımlar dışında döviz akışı neredeyse yoktur.
Rakamlarımız Tedbir Almamız Gerektiğini Gösteriyor,
Önceki veriler 2024 Ocak–Ağustos
İthalat 2 milyar 133 milyon dolara ulaştı %22,4 artış. Ağustos tek ayda 301,2 milyon dolar %10,7 artış. 2024 yılı genelinde ihracat 152,8 milyon dolar, bunun %62,9’u Türkiye’ye, %37,1’i üçüncü ülkelere yapıldı.
Ocak–Ağustos ithalatı, tüm yıl ihracatının yaklaşık 14 katı oldu.
İhracatın ithalatı karşılama oranı %7’ye düştü.
Yeni veriler 2025 Ocak–Haziran
Türkiye’ye yapılan ihracat 72 milyon dolar geçen yıla göre %40,17 artış oldu. İthalat 1 milyar 168 milyon 521 bin dolar 2024’te aynı dönemde 1 milyar 113 milyon dolar oldu. Ticaret hacmi 1 milyar 240 milyon 525 bin dolar oldu. Ticaret açığı 1 milyar 096 milyon dolardı. İhracatın ithalatı karşılama oranı %6,16’ya geriledi.
Rezerv tamponumuz döviz kredisi kullanan hane halkı ve Kobiler için sınırlıdır.
Turizm ve öğrenci dövizi mevsimsel olarak girerken, ithalat faturası yıl boyunca yüksek seyretmektedir.
Kur dalgalanmaları ve navlun maliyetleri doğrudan fiyatlara yansımakta, bu da enflasyonu beslemektedir.
Pazar yoğunlaşması riskimiz devam etmektedir. İhracatın üçte ikisi Türkiye’ye yapılmaktadır. Türkiye ekonomisindeki bir yavaşlama, KKTC’nin döviz akışını sınırlandırabilir.
Döviz girişimiz hem biz hem de Türkiye için yetersiz kaldığında, maalesef ithalat ancak daha pahalı finansmanla çevrilmektedir.
Bu da hem kamu maliyesini hem özel sektörü baskı altına almaktadır.
Çözüm Nedir
Mevsimsellikten arındırılmış döviz akışını artırmak ve yüksek ithalat kalemlerinde hedefli ikameyi hızla devreye sokmaktır.
KIYMETLİ HOCALARIMIZLA 14 AY BOYUNCA ÇALIŞTIĞIMIZ KALKINMA PLANIMIZDA DA BELİRTTİĞİMİZ GİBİ,
Gıda gibi stratejik alanlarda yerli üretim teşvik edilmelidir. Organik Tarım Hala Tertemiz ve Kirlenmemiş Toprağımız İçin En Büyük Avantajımızdır.
Türkiye dışındaki pazarlara, başta Türki Cumhuriyetler ve Arap ülkelerine açılacak niş ürünler geliştirilmelidir.
Turizm ve yükseköğrenim sektörü yılın her dönemine yayılacak ürünlerle desteklenmelidir.
Yeni döviz kazandırıcı hizmet alanlarına yatırım yapılmalıdır.
En Başta Finansal Enstürman Çeşitliliği İçin Kuzey Kıbrıs Sermaye Piyasası Kurulmalıdır.
Göbekten bağlı olduğumuz Türk Lirası ve Türkiye’ye döviz girişi zayıfladıkça, KKTC için ithalat ihracat makası daha da açılacak ve bu da KKTC’yi kış aylarına doğru Türk Lirasında ciddi bir sıkıntıda bizim için kalıcı bir enflasyonist baskı sarmalına sokacaktır.
Stratejik ve Uygulanabilir Öneriler Nelerdir !
Pazar çeşitlendirmesi Türkiye dışı pazarlarda (MENA Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesine NİŞ ÜRÜNLER özel kitlelere hitap eden özellikli ürünler, işlenmiş gıda, niş tarımsal ürünler, B2B işletmeler arası ticaret hizmetleri çeşitlendirmelidir.
İthalat ikamesi 2026 bütçesinde gıda ve enerji başlıklarında yerli üretim, yenilenebilir projeler, kamu özel tedarik konsorsiyumları kurulmalıdır.
Döviz kazandırıcı hizmetler Sağlık Turizmi Konferansları Arttırılmalıdır, Yazılım Uzaktan Hizmet Çalışmaları Vardır Arttırılmalıdır, Kış Konferans Turizmi Arttırılmalıdır.
Kış aylarından önce, 2025 Sonbaharında İvedi Olarak Finansal tampon oluşturulmalıdır,
Nasıl...
Türkiye ile swap teminatlı tedarik düzenekleri kurulmalıdır, kamuda döviz risk çerçevesi belirlenmelidir, VİOP Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası Araçlarının Hane Halkına ve KOBİ’lere kullandırılmasına geçilmelidir.
Lojistik optimizasyonu sağlanmalıdır, Toplu alım, liman gümrükte “Dwell Time” dijitalleşmesine geçilmeldir.
Bu Dış Ticaret Verileri İle hesapladığımda, mal gemiden indikten sonra %5 maliyet tasarrufu sağlayacaktır.
Büyük ölçekli mal ve hizmet alımları bir arada yapılmalı toplu alım ile maliyet düşürme, liman ve gümrük işlemlerinde bekleme süresi yine Dwell Time dijital sistemlerle kısaltılmalı. Yani tedarik zincirini hızlandırıp maliyeti azaltmak için süreçler teknolojiyle optimize edilmelidir.
Aylık Tüm Kurumlarla Eşgüdümlü Veri temelli izlemeye geçilmelidir,
Ürün ülke kırılımlı ithalat ihracat Dashboard’u, riskli kalemlerde erken uyarı sistemi kurulmalıdır.
Yani, ithalat ve ihracat verileri ürün ve ülke bazında takip edilecek bir panel (Dashboard) kurulmalı, riskli ürün veya pazarlarda sorunlar başlamadan uyarı veren bir sistem olmalıdır.
İthalatçılar ve ihracatçılar tek tek mal getirmek yerine birlikte sipariş verirse, Taşıma Masrafı Bölüşülür ve Maliyet Düşer.
Liman ve Gümrükte Mallar Günlerce Beklemek Yerine Dijital Sistemlerle Hızlıca İşlem Görürse, Hem Zaman Hem Para Kazanılır.
İthal edilen eşyanın maliyetinin %5’i lojistikte gömülüdür. Bu yüzden ortak hareket ve hız, KKTC’nin döviz krizine karşı direncini artıracaktır.
KKTC ekonomisi, artan ithalat ve daralan ihracat nedeniyle dış ticarette tarihi bir açıkla karşı karşıyadır.
Döviz girişinin sınırlı, pazar çeşitliliğinin yetersiz ve finansman maliyetlerinin yüksek olması, ülkeyi kur şoku ve kalıcı enflasyon riskine hızla yaklaştırmaktadır.
Acil yapısal adımlar atılmazsa, bu kırılganlık 2026 başında ekonomik sıkıntıya dönüşebilir.

