Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde eşsiz bir liderlik göstermiş, hayatını Kıbrıs Türk halkının varoluşuna adamış onurlu bir şahsiyettir. Böylesi bir isme hakaret ederek gündeme gelmeye çalışan İlker Özkunt’un kaleme aldığı “Dümbük” adlı kitap, yalnızca edebi bir saygısızlık değil, aynı zamanda tarih bilincine karşı bir saldırıdır.

Rauf Denktaş, sadece Kıbrıslı Türklerin değil, tüm Türk milletinin hafızasında dik duruşu, kararlılığı ve vatan sevgisiyle yer etmiştir. Kıbrıs’ta Türk halkının Rum mezalimi karşısında ayakta kalabilmesi, büyük ölçüde Denktaş ve dava arkadaşlarının fedakarlıkları sayesinde mümkün olmuştur. Özkunt’un ifadeleri, düşünce özgürlüğü kisvesi altında nefret söylemi ve siyasi tahrik kokmaktadır.

Eleştiri elbette demokrasinin gereğidir; ancak hakaretin eleştiriyle karıştırılması, entelektüel bir zafiyetin göstergesidir. Tarihî şahsiyetleri anlamak, onları bugünün siyasi hesaplarıyla karalamaya çalışmak değil, dönemin koşulları içinde değerlendirmeyi gerektirir.

Denktaş’ın mücadelesine ve hatırasına saygı duymayan kalemler, ne tarih yazabilir ne de gerçek fikir özgürlüğüne katkı sunabilir. Bu kitap, sadece Denktaş’a değil, Kıbrıs Türk halkının hafızasına da bir hakarettir. Saygısızlığa karşı susmamak, toplumsal sorumluluğumuzdur.