Ağır İthamlar Değil, Acı Gerçekler

Halkımız, bu kifayetsiz muhterisleri tanımalı ve şunu bilmelidir,

“SOL” diye sahneye çıkan bu yapı, aslında Rum’un Avukatı, Dövizin Kölesi, Halkın Değil, Aslında Kendi Cebinin Temsilcisidir.

Sol Bitmiştir, Halkımız Uyanmalıdır, Çevremizdeki Dünya Savaşına Doğru Giden Ateş Çemberini Yarıp, Coğrafyasında Her Şeye Rağmen Var Olmaya Devam Etmelidir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde "SOL" adı altında yıllardır sahnelenen oyun artık iflas etmiştir.

Eline megafonu alıp “BARIŞ”, “ÇÖZÜM”, “FEDERAL GELECEK” diyenlerin ardında, sadece kişisel çıkarlar, para kokan ilişkiler, siyaseten öne çıkma, vekil olma kaygıları ve ideolojik tükenmişlik kaldı.

Bu güruh, halkın duygularını sömürerek kendine konforlu bir alan kurmuş, Rum Hayranlığıyla, Türkiye Düşmanlığıyla prim kasmış, şimdi ise çıkar ilişkilerinin batağında Dımdızlak Yakalanmıştır.

Bu topraklarda solu temsil ettiğini iddia eden kesim, yıllarca ahlak, hukuk, kardeşlik, barış gibi kutsal değerleri ağzına pelesenk etti.

Ama perde arkasında olan biten, iyi niyetli halkımızı avutan kelimelerle kamufle edilmiş bir mülkiyet simsarlığı, etik olmayan pazarlıklar ve çıkar odaklı bir Al-Ver çakallığıydı.

Ne ilke kaldı, ne de halkın çıkarı. Solun bazı aktörleri, yıllar yılı ağzından düşürmediği “FEDERAL ÇÖZÜM” zırvalarını bir tür satış kataloğuna dönüştürdü.

Barış artık bu tayfanın gözünde sadece Dövizle Fiyatlanan Bir Arsadır, sözde çözüm sadece kişisel servete çıkan bir köprüdür.

Dün Halk, Bugün Hesap Zamanıdır,

Seçimlerde Kıbrıs Türk Halkının Feraseti Üstün Gelecektir

Sol retorik KKTC’de 1990’ların başına kadar, bir dönem halkın umudu olabilecek bir çizgiye sahipti. Fakat bugün geldiği nokta, sistemin En Dönek, En Yalancı, En Çıkarcı aparatına dönüşmesidir.

Solculuk, halk için mücadele değil, Rum hayranı görünerek Avrupa fonlarından beslenmek, devlet karşıtlığı yaparak sosyal medyada “BEĞENİ” toplamak, İftira Atmak ve bir yandan sömürgecilik nutukları atarken diğer bir yandan Rum malını pazarlamaktır.

Bunlar için KKTC Devleti yoktur, Egemenlik yoktur, Kıbrıs Türk halkı yoktur. Türkçe Konuşan Kıbrıslılar Vardır. Bunlar Savrulmuş Zavallılardır. Çoktan ideolojik kimliklerini banknotlara satmışlardır.

Artık maske düşmüştür. Sözde barışçı, gerçekte kasacı bir sol ile karşı karşıyayız.

Sol, bu haliyle halka umut olamaz, çünkü kendisi artık tüccar olmuş bir zümredir.

Yaşanan bunca rezaletler hafifletilemeyecek kadar açıktır. Ahlaki çöküş öyle büyüktür ki, artık bu güruhun ağzından çıkan her “ADALET” kelimesi, bir taş gibi vicdanlara çarpmaktadır.

Federalizm diyerek kendi halkının kurumlarını aşağılayanlar, şimdi o halkın toprağını ve umudunu pazarlamaktadır.

İşte bu yüzden KKTC’de sol, artık bir siyasi çizgi değil, bir tür sahtekarlık pratiğidir.

Dönekliğin ideolojik kılıfıdır.

Halktan kopmuş, halkı hor görerek mitinglerinde, toplantılarında kullanmış, kendi kişisel hesabını halkın kaderinin önüne koymuştur.

Ve bugün geldiğimiz nokta, bu çürümüşlüğün patlamasıdır.

Bu düzen devam etmemelidir.

Sahte barış tüccarlarına artık halkın inanacak sabrı kalmamıştır. Bu ülkenin sol kisvesi altında yıllardır yürütülen çürümüş siyaset tarzı artık bir İHANET GELENEĞİNE dönüşmüştür.

Bu maskeli balo bitmiştir. Geriye sadece çıkarları ortaya saçılmış, yüzü kızarmayan, kokuşmuş bir SOL siyaset artığı kalmıştır.

1 kişi ve şunu diyen bir yazı 'NICCOLO MACHIAVELLI PRENS Herkes, seni göründüğün gibi algılar, sadece ba- zıları gerçekte ne olduğunu tecrübe ederler.' görseli olabilir