Gideon Saar Saldırdı, KKTC Susmadı… Ama Tufan bey Sustu...

"Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz", Ziya Paşanın bu cümlesi benim önemsediğim mottolardan biridir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmesi, KKTC’ye ise işgal altındaki toprak diyerek yaptığı küstah saldırı, tüm aklı başında kişileri ve kurumları ayağa kaldırdı

Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’dan, Meclis Başkanı Sayın Öztürkler’e, Başbakan Sayın Üstel’den, Dışişleri Bakanlığı’na kadar tüm devlet mekanizması ve halk KKTC’de tek ses oldu

Peki ya CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman ne yaptı?

Hiçbir şey !

Evet, Türkiye’ye ve KKTC’ye uluslararası düzeyde hakaretler yağdırılırken, Tufan bey konuşmadı, kınamadı, tepki göstermedi.

Bu suskunluk sadece siyasi korkaklık değil, aynı zamanda sinsi bir rıza, onura yakışmayan bir tarafsızlık ve açıkça Rum tezlerine göz kırpma halidir.

Erhürman’ın Sessizliği CTP’nin sözde Biat Etmeyen, Ama Boyun Eğen Geleneğidir…

Bugünün CTP’sinin ki, bunun kırılma tarihini Sovyetlerin çöküşü yani 1990 sonrasını alabilirz, bugünkü siyasi genetiğinde emperyalizmin güdümüne girmiştir, Türkiye karşıtlığı, makyajlanmış bağımsızlık romantizmi özellikle 1990 sonrası CTP'de milli kanadın tasfiyesi ile başlamıştır.

Bugün CTP ve Tufan beyin tutumu daha da vahimdir,

İsrail Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyor, 1974 haklı Barış Harekatımıza işgal operasyonu ve KKTC’ye işgal edilmiş toprak diyor. Uluslararası arenada Türk milletine hakaret ediliyor.

Ve siz Tufan bey buna rağmen tek bir satır açıklama yapmıyorsunuz, partiniz CTP, tek bir yazılı açıklama yapmıyor, tarafsızlık maskesiyle SİZ NEYİ ÖRTÜYORSUNUZ.

Bu sahte saygınlık oyunu, AKLI BAŞINDA HİÇBİR KKTC YURTTAŞINA İŞLEMEYECEKTİR.

Açıkça Yazıyorum,

Erhürman ve CTP şunu bilmelidir,

Tarafsızlık ve Sessizlik, bazı durumlarda en aşağılık işbirliği biçimidir.

Bu, Tufan Erhürman’nın Liderlik Krizi Değildir, Tercih Krizidir.

Tufan bey tercihini net şekilde yapmıştır.

CUMHURBAŞKANI ADAYI olarak halkımızın güvenliğini, onurunu ve devletin haysiyetini savunması gereken biri, İsrail’in, KKTC'ye ve Türkiye Cumhurbaşkanına bu kadar açık bir saldırısında susuyorsa, bu bir liderlik eksikliği değil, doğrudan siyasi karakter olarak bir karakter zaafiyetidir.

Bugün sessiz kalan bir Cumhurbaşkanı Adayı yarın,

Rumların Kıbrıs’ta "tek meşru devlet biziz" yalanını içselleştirir,

Türkiye ile ilişkilerimizi çökertir ve geri dönülemez şekilde bozar.

Erhürman’ın sessizliği, KKTC’nin bağımsızlığına değil, federasyoncu teslimiyetçiliğe hizmet etmektedir.

Ve bu çizgi devletimizi temsilden değil, Kıbrıs Türk Halkını, başta TC kökenli yurttaşlarımızın tasfiyeden yanadır.

Tufan bey, maskeniz düştü.

Bugünkü CTP’nin Rum Seviciliği Sesizlikleriyle Sınır Tanımamaktadır,

Ve Erhürman’ın bu suskunluğu CTP’nin uzun süredir sürdürdüğü Rum’u ve Emperyalizmi incitmeyelim, Türkiye’yi eleştirelim hattının devamıdır.

Annan Planı döneminde evet diyerek, Rum’a verilecek toprağın, suyun, halkımızın geleceğinin, askersizleştirmenin pazarlığını yapan bu zihniyet, bugün de aynı teslimiyetçi ruhu taşımaktadır.

Kıbrıs Türk halkı, sizin bu teslimiyetçi karakterinizi artık ezberledi.

Siz Tufan bey, "Kurtarıcı" rolü oynarken işbirlikçi politikaları seçen, BARIŞ ! adı altında milli mücadeleyi sabote eden bu yapıya sesizliğinizle hizmet ettiniz

Tufan Bey bu sessizliğiniz unutulmayacak,

Seçimlerde Kıbrıs Türk Halkının Ferasetiyle, KKTC'de Bağımsızlığını Yaşam Hakkını Önceleyenler, Ailesinin Geleceğini Huzurunu, Malını Mülkünü ve de Dişiyle Tırnağıyla Yıllar İçinde Kurdukları İşlerinin Geleceğini Önemseyenler Galip Gelecek !

Kıbrıs Türk Halkı, İsrail’in küstah açıklamaları karşısında saklanan, susan, korkan, pusuya yatan sözde adayları da unutmayacak.

Tufan Erhürman bu suskunlukla, yalnızca bir siyasi gaf yapmamış, bir halkın, bir devletin ve bir milletin onuruna SAHİP ÇIKMAMIŞTIR.

Tarihte bazı suskunluklar vardır ki, söyleyeceğiniz her sözden daha çok şey anlatır.

Ve bazen susmak sadece korkaklık değil, Kıbrıs Türk Halkının ve Haklı Davasına Sahip ÇIKMAMANIN Adıdır.