Eski Maliye Bakanı Birikim Özgür hocanın yazdığı eleştirirel makalesi beni bu yazıya teşvik etmiştir.

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi, yalnızca siyasi bir bağımsızlık çabası değil, aynı zamanda adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir kamu yönetimi talebini de kapsamaktadır. Bu yönetimin temel bileşenlerinden biri olan kamu harcamaları, KKTC gibi görece kısıtlı özel sektör kapasitesine sahip ekonomilerde daha kritik bir rol oynamaktadır.

Kamu harcamalarının GSYİH'ye oranı, bir devletin ekonomideki etkinliği, yönelimi ve öncelikleri hakkında önemli ipuçları sunar. Gelişmiş refah devleti ülkeleride ki bu oran %50'nin üzerindedir. Almanya, Fransa, İsveç ve Kanada gibi ülkelerde kamu harcamalarının büyük bölümü transfer harcamaları ve cari giderlerden oluşmaktadır. Bu durum, sosyal refahı artırmakta ve talep taraflı ekonomik büyümeyi desteklemektedir.

KKTC özelinde ise kamu harcamalarının GSYİH'ye oranı zaman içinde ciddi dalgalanmalar göstermiştir. 2013 yılında %43 olan bu oran, 2018'e kadar %30 seviyesine gerilemiş, ancak 2019 ve 2020 yıllarında yeniden %36 ve %41 seviyelerine yükselmiştir.

2025 yılı için öngörülen 136 milyar TL'lik kamu harcaması, nominal olarak 2023 GSYİH'sini geçmiş görünmektedir.

Ancak bu karşılaştırma, enflasyon farkları dikkate alınmadan yapıldığında yanlış yorumlara yol açabilir.

Hesaplamalar Tekrar Yapılmalıdır.

Harcama Kompozisyonunun Ekonomik Etkisi Nedir...

KKTC'de kamu harcamalarının büyük bölümü personel maaşları ve cari giderlere gitmektedir. Yatırım harcamalarının toplam kamu giderleri içindeki payı düşüktür. Bu durum, uzun vadeli ekonomik büyümeyi destekleyen altyapı ve üretkenlik artırıcı harcamaların ihmal edildiği bir tabloyu ortaya koymaktadır.

KKTC'de sermaye piyasaları benim bütün ısrarlarıma rağmen kurulmamıştır ekonomik işlevselliğinden faydalanılamamaktadır.

Hisse senedi, tahvil ve borçlanma enstrümanları piyasası ya yoktur, Bu nedenle kamu finansmanı büyük ölçüde vergi gelirleri, harçlar ve Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı hibeler üzerinden yürütülmektedir.

Ancak, etkin bir sermaye piyasasının varlığı kamu borçlanmasının daha şeffaf, rekabetçi ve piyasa temelli şekilde gerçekleşmesini sağlar. Bu da kamu maliyesi için öngörülebilirlik, faiz oranı kontrolü ve mali disiplin açısından avantaj yaratır.

KKTC için böyle bir yapının kurulması, kamu-özel sektör işbirliği ve altyapı projelerinin finansmanında da yeni olanaklar yaratabilir.

KKTC ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi için kamu harcamalarının yapısal olarak dönüşmesi, yatırım odaklı hale gelmesi şarttır.

Kamu harcamalarının kompozisyonu daha çok sermaye ve altyapı yatırımlarına kaydırılmalıdır.

Sayın Başbakanımız Ünal Üstel Hükümeti altyapı yatırımlarına hız vererek ve on yıllardır yarım kalan projeleri süratle tamamlayarak doğru yoldadır.

Dilerim, Sermaye piyasalarının gelişmesi için de hukuki altyapı güncellenir, KKTC'de Sermaye Piyasaları hayata geçer.